Marshall Rosenberg, “Şiddetsiz İletişim Bir Yaşam Dili” kitabında “Şefkatle alıp vermekten keyif almak doğamızda vardır. Ama maalesef bizi hem kendimizi hem de başkalarını incitecek şekilde konuşmaya ve davranmaya iten, hayata yabancılaştıran iletişimin birçok şeklini öğrenmiş durumdayız” diye anlatıyor. Bu iletişim şekillerini “hayata yabancılaştıran iletişim” başlığı altında topluyor. Ahlakçı yargıların yani suçlama, hakaret, küçük düşürme, etiketleme, eleştirme, kıyas/karşılaştırma, analiz etme, teşhis koyma, sorumluluğu reddeden dil kullanma, talep etme, ödül ve cezanın hayata yabancılaştıran iletişim biçimleri olduğunu söylüyor. Bu iletişim biçimleri bizi kendimize, çevremize ve hayata yabancılaştırıyor çünkü hal böyle olduğunda dikkatimiz neler hissettiğimiz ve neye ihtiyacımız olduğunda değil, kimin haklı, kimin haksız, neyin doğru, neyin yanlış, hangisinin güzel, hangisinin çirkin olduğunda. Üstelik yargıladığımız, suçladığımız, analiz ettiğimiz, teşhis koyduğumuz zaman biz de yıpranıyoruz. Yorucu, çökkünlük veren, tüketen bir hal geliyor üstümüze. Bu dili kullanırken içimizde olup bitenlerle bağlantımız kopuyor. Dünya kıtlık dünyası, insanlar iyi ya da kötü... Dikkatimiz hayatı zenginleştirmeye hizmet edecek eylemler yapmakta değil. Ya asıp kesiyor, ya da göklere çıkartıyoruz. İşte bu iki günlük seminerde niyetim kendimize büyük bir şefkatle ahlakçı yargılar dünyasındaki dili fark edip, şefkatten uzaklaştıran iletişim biçimlerini anlamak. Katılacaklara hayatı zenginleştirecek bir dilin olanaklarını, bolluk dünyasını tanıtmak. Tüm bunları oyunlar ve egzersizlerle herkesin kendisinin deneyimlemesine alan açmak. Kayıt için: Lütfen email gönderin, denizspatar@gmail.com Kimler Katılabilir: Seminerim şefkati engelleyen iletişim biçimlerini fark etmek ve bunlardan özgürleşmek için adım atmak isteyen herkese açık. Hakkımda: Adım Deniz Spatar. 1970’lerin sonundaki toplumsal şiddetin ve 80 askeri darbesinin doğrudan etkilediği evlerden birinde büyüdüm. Hep barışı aradım. 2000’lerin başında edebiyatın o uçsuz bucaksız okyanusunda yüzdüm. Kendimle huzur bulma isteğim beni yoga, meditasyon, beden terapileri gibi öğretilerle tanıştırdı. Hepsi hayatımın bir parçası oldu. Hayatıma bu öğretileri getiren herkese şükran doluyum. 2013’te Vivet Alevi’yle Şiddetsiz İletişim yolculuğuna çıktım. O günden bu yana hem Vivet Alevi’den eğitimler aldım hem de farklı Şiddetsiz İletişim eğitmenlerinin workshop’larına, çeşitli Şiddetsiz İletişim inzivalarına katıldım. 2014’te Şiddetsiz İletişim’den öğrendiklerimi seminerler düzenleyerek paylaşmaya başladım ve Özgen Saatçılar'la birlikte Vivet Alevi'nin asistanlığını üstlendim. Geçtiğimiz yıl Kalp Dili adı altında Şiddetsiz İletişim’den öğrendiklerimi çoğu zaman yol arkadaşım Özgen Saatçılar’la birlikte sunmaya başladım. Vivet Alevi ve Judy Saruhan’la birlikte İstanbul Şiddetsiz İletişim Temel Eğitim Programı’na asistan eğitmen olarak katıldım. Temmuz ayında gittiğim Krishananda ve Amana’nın Learning Love eğitiminden kendi çocukluk kalıplarıma ve onların hayatımdaki etkilerine ilişkin derin farkındalıklarla döndüm. Uluslararası Şiddetsiz İletişim Eğitmen adaylığı yolculuğuma merakla devam ediyorum.
top of page
bottom of page