Sabrım Taştı
- Pınar Kurtoğlu
- 19 saat önce
- 1 dakikada okunur

Bilgi ve Kayıt için: tıklayın
Tarihler: 18 Kasım - İstanbul
Kolaylaştıran: Gizem Alav Şapçı
Marshall Rosenberg’in öfkeyi bir çalar saat olarak kullanmaktan söz ettiğini okuduğum zamanlar öfkem benim için varlığından utandığım bir zaafım gibiydi. Öfkelenmenin - hele bir kadına - hiç yakışmadığı bilgisiyle büyümüştüm. Bu “utanç verici duyguyu” saklamaya çalışmanın kendime, ilişkilerime, en çok da benim için hayati önemi olan içsel sınırlarıma - yani ihtiyaçlarıma - bedel ödettiğini Şiddetsiz İletişim çalışmalarıyla fark etmeye başladım. Malûm, ilişkilerimizde kurduğumuz tahakküm önce kendi üzerimizde kurduğumuz tahakkümle başlıyor ya da dönüşüyor…
Kendi öfkemi bir saatli bombadan çalar saate dönüştürme yolculuğumda, Şiddetsiz İletişim’in bana sunduğu armağanları anne-babalarla paylaşmayı çok seviyorum.
Yeniden @atasehirbesagac evsahipliğinde bu konuyu çalışmak üzere çemberde buluşacağımız için çok heyecanlı ve hevesliyim, 18 Kasım Salı akşamını iple çekiyorum. Katılmak isterseniz bilgiler profilde…
Atölyede şu ve benzeri sorularınıza yanıt bulacağınızı ümit ediyorum:
💥Çocuğum beni dinlemediğinde bazen ona kızıyorum, çok geçmeden öfkemi suçluluk ve pişmanlık kovalıyor. Çocuğuma söz geçirmenin başka yolu yok mu?
💥 Evde kimi zamanlar öyle öfkeleniyorum ki kendimden bile korkuyorum. Bu halden nasıl kurtulabilirim?
💥 Öfkemi bastırmayı öğrenmişim. Belki de öfkelenmiyorumdur. Sabretmek, sineye çekmek kötü mü?
18 Kasım akşamı göz göze “Merhaba” demek dileğiyle 🙏




Yorumlar